SEDEF HASTALIĞI NEDİR?
Bir deri hücresinin oluşarak olgunlaşması ve deri yüzeyinden atılması için bir aylık süre gerekir. Sedef hastalarında ise deri tam olgunlaşmaz. Bu nedenle deri yüzeyinde hücreler birikerek sedef görünümüne neden olur. Dünya çapında yüz milyon kişiyi etkileyen bu hastalık, kadın ve erkeklerde eşit sıklıkta görülür. Araştırmalar toplumun %1’inde bu hastalığın bulunduğunu belirtmişlerdir. Genellikle genç-orta yaşlarda ortaya çıkar. Hastalığın belirmesi ve iyileşme süreçleri yaşam boyunca devam edebilir. Şiddeti ve dağılım bölgeleri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. En sık saç derisinde, diz ve dirseklerde görüldüğü bilinir. Ek olarak göz kapaklarında, genital bölgede, tırnaklarda ve diğer vücut bölgelerinde meydana gelebilir.
Sedef hastalığı, tıbbi adıyla psoriasis, ciltte kaşıntılı, pul pul dökülmelere neden olan kronik bir deri hastalığıdır. Bu hastalık, cildin kendini yenileme sürecinin hızlanmasıyla ortaya çıkar. Normalde cilt hücreleri birkaç haftada bir yenilenirken, sedef hastalığında bu süreç birkaç güne iner ve bu da cilt yüzeyinde birikimlere neden olur.
Her yaştan insanı etkileyebilen sedef hastalığı, genellikle eklem bölgelerinde, saç derisinde, dizlerde ve dirseklerde görülür. Ancak vücudun herhangi bir yerinde de ortaya çıkabilir. Kronik bir hastalık olması nedeniyle kesin bir tedavisi bulunmamaktadır, ancak semptomların yönetimi mümkündür.
Sedef hastalığı, bağışıklık sistemi ile ilgili bir problemden kaynaklanır ve genellikle cilt hücrelerinin anormal şekilde hızlı büyümesine neden olur. Vücut, sürekli yeni cilt hücreleri üretir; normalde bu süreç yavaş ve düzenlidir. Ancak sedef hastalığı olan kişilerde cilt hücreleri çok hızlı bir şekilde üretildiği için, bu hücreler cildin yüzeyine birikir ve döküntü, kaşıntı ve kızarıklıklara yol açar.
Sedef hastalığı, cilt üzerinde kalın, gümüş renkli pullarla kaplı kırmızı alanlar oluşturabilir. Çoğu zaman bu alanlar kaşıntılı, ağrılı ve rahatsız edici olabilir. Yaygın olarak, hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı kişilerde sadece hafif birkaç lezyon bulunurken, diğerlerinde daha yaygın ve şiddetli cilt sorunları görülebilir.
Sedef hastalığının nedeni henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak uzmanlar, hastalığın genetik yatkınlık ve bağışıklık sistemi bozuklukları ile ilişkili olduğuna inanır. Genetik faktörler, bu hastalığa sahip bir kişinin ailesinde de aynı hastalığın görülme olasılığını artırır. Birçok kişi, bu hastalığı taşıyan bir veya daha fazla aile üyesine sahiptir.
Sedef hastalığının tetikleyicileri arasında enfeksiyonlar, stres, travma, sigara içme, alkol tüketimi, aşırı güneşlenme veya güneş ışığından yoksun kalma ve bazı ilaçlar yer alır. Ayrıca, soğuk hava koşulları ve cildin tahriş olmasına yol açabilecek kimyasallar da sedef hastalığını tetikleyebilir.
Sedef hastalığı belirtileri, cildin kızarması ve kalınlaşmasıyla başlar. Cilt üzerinde gümüş rengi pullarla kaplı kızarık alanlar oluşur. Bu bölgeler genellikle kaşıntılı ve ağrılı olabilir. Hastalığın yaygın olduğu bölgeler arasında dirsekler, dizler, saç derisi, bel ve yüz sayılabilir. Bazı durumlarda tırnaklar da etkilenebilir; tırnaklar kalınlaşır, renk değiştirir ve hatta düşebilir.
Hastalığın farklı türleri mevcuttur ve her türün belirtileri farklı olabilir. En yaygın türü plak tipi sedef hastalığıdır. Bunun dışında damla tipi, ters ve püstüler sedef hastalığı gibi farklı çeşitler de bulunmaktadır. Her biri farklı şiddet ve semptomlarla kendini gösterebilir.
Sedef hastalığının diğer belirtileri arasında eklem ağrıları da yer alabilir. Bu durum sedef romatizması olarak bilinir ve eklemlerde şişlik, ağrı ve sertliğe neden olabilir. Sedef romatizması, zamanında tedavi edilmediğinde eklem hasarına yol açabilir.
Sedef hastalığı hem kadınlarda hem de erkeklerde görülse de yapılan araştırmalar erkeklerde daha şiddetli seyrettiğini göstermektedir. Erkeklerde sedef hastalığı yoğunluğu ve yaygınlığı, hormonal ve genetik farklılıklardan kaynaklanıyor olabilir. Özellikle saç derisinde ve sakal bölgesinde yoğunlaşabilen sedef hastalığı, erkeklerin günlük yaşamında estetik kaygılara neden olabilir.
Erkeklerde sedef hastalığı, cilt bakımına dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Sakal ve saç bakımı yaparken kullanılan ürünler, cildin tahriş olmasını önleyecek şekilde seçilmelidir. Ayrıca erkeklerin ciltlerinin daha kalın olması, sedef hastalığının cilt yüzeyinde daha belirgin hale gelmesine neden olabilir.
Sedef hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Bir kişinin sedef hastalığına yakalanmasının temel nedenleri genetik yatkınlık ve bağışıklık sistemi ile ilgili problemlerdir. Ciltte görülen belirtiler ne kadar ciddi olursa olsun, hastalığın başka bir kişiye temas yoluyla geçmesi mümkün değildir.
Bu durumun anlaşılması, sedef hastalığı olan kişiler için oldukça önemlidir çünkü hastalığın görünümü nedeniyle sosyal hayatta zorluklar yaşayabilirler. Özellikle cilt yüzeyinde belirgin lezyonlara sahip kişiler, başkaları tarafından yanlış anlaşılabilir ve bu da izolasyon hissine neden olabilir. Toplumun bilinçlendirilmesi, bu tür olumsuz etkileri en aza indirgemek için önem taşır.
Sedef hastalığının tam anlamıyla bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomların hafifletilmesi ve yönetilmesi mümkündür. Doktorlar genellikle çeşitli tedavi yöntemlerini bir arada kullanarak hastalığın seyrini kontrol altına almayı hedefler. Cilt üzerine uygulanan kremler, merhemler ve kortikosteroidler ciltteki iltihaplanmayı azaltır ve kaşıntıyı hafifletir.
Daha ileri vakalarda, ışık tedavisi ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılabilir. Sedef hastalığı tedavisi hastalığın şiddetine bağlı olarak doktor kontrolünde uygulanmalıdır. Ayrıca yaşam tarzı değişiklikleri, stres yönetimi ve sağlıklı bir beslenme düzeni de hastalığın belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir.
Sedef hastalığı (psoriasis), cildin üzerinde kırmızı, pullu lekelerle kendini gösteren kronik bir otoimmün hastalıktır. Tedavisi tamamen mümkün olmasa da semptomların hafifletilmesi ve kontrol altına alınması için çeşitli yöntemler mevcuttur.
Sedef hastalığının hafifletilmesi için bazı yaşam tarzı değişiklikleri oldukça faydalı olabilir. Örneğin, dengeli bir diyet ve bol su tüketimi cilt sağlığını destekler. Omega-3 yağ asitleri açısından zengin balıklar iltihaplanmayı azaltabilir. Stresten uzak durmak ve düzenli egzersiz yapmak da bağışıklık sistemini güçlendirerek sedef ataklarının şiddetini hafifletebilir.
Cildi nemlendirmek de oldukça önemlidir; yoğun nemlendiriciler kullanarak ciltteki kuruluğu ve pullanmayı azaltmak mümkündür. Güneş ışığı, belirli dozlarda, D vitamini sentezini destekleyerek hastalığın belirtilerini hafifletebilir.
Ancak uzun süre güneşe maruz kalmak da durumu kötüleştirebilir, bu nedenle güneş koruyucu kullanmak önemlidir. Alternatif olarak, doktor tavsiyesiyle kullanılan banyo tuzları, özellikle ölü deniz tuzu, ciltteki döküntüleri hafifletici etkiler gösterebilir.
Sedef hastalığı tedavi yöntemleri hastalığın şiddetine ve yaygınlığına bağlı olarak değişir. Hafif vakalarda genellikle topikal kremler ve merhemler önerilir. Kortikosteroidler, D vitamini analogları ve retinoidler, inflamasyonu azaltmaya ve cilt hücrelerinin normal döngüsünü sağlamaya yardımcı olur. Nemlendirici kremlerle birlikte kullanıldığında, ciltteki pullanmayı ve kaşıntıyı hafifletebilir.
Orta ve şiddetli vakalarda fototerapi etkili bir seçenek olabilir. Bu tedavi yöntemi, cildin kontrollü miktarda ultraviyole ışığa maruz bırakılması esasına dayanır. Ultraviyole B (UVB) ışık terapisi, sedef hastalığı olan birçok kişide lezyonları azaltabilir.
Ayrıca biyolojik tedaviler, bağışıklık sistemini hedef alarak hastalığın kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Bu tedavi şekli, özellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen ileri düzey hastalarda oldukça etkili olabilir. İlaçlar arasında TNF inhibitörleri, interlökin inhibitörleri ve PDE4 inhibitörleri gibi biyolojik ajanlar yer alır.
SEDEF HASTALIĞININ SEBEPLERİ NELERDİR?
Sedef hastalığının kesin nedeni henüz keşfedilememiştir. Bağışıklık sistemi hücrelerinin anormal çalışmaları sonucu olduğu düşünülür. Tamamen kalıtımsal bir hastalık değildir. Genel olarak hastaların %25-40’ında ailesinde sedef hastalığı olan kişiler bulunur. Sedef hastalığı olan anne veya babanın çocuğunun sedef hastalığına yakalanma ihtimali çok daha yüksektir. Ancak bu durum kesin yakalanacakları anlamına gelmez. Sedef hastalığı bulaşıcı değildir. Yaz aylarında güneş ışığının sedef hastalığına olumlu etkisi vardır. Fakat güneş yanığından korunmak gerekir. Çok uzun süre güneşe maruz kalmanın hastalığı alevlendirme ihtimali bulunur. Bu konuda kişilerin dikkatli olması gerekir.
SEDEF HASTALIĞININ TÜRLERİ NELERDİR?
Sedef hastalığının farklı türleri bulunur. Bu nedenle bulgular hastalık türüne göre değişir. Sedef hastalığında rastlanan bulgular şu şekilde özetlenebilir:
Plak Psoriasis: En sık görülen türdür. Üzerinde sedef rengi pullanma görülen pembe-kırmızı renkli lezyonlarla ilerler.
Guttat Psoriasis: Genellikle çocuklarda görülür. Damla şeklinde ve vücutta çok sayıda bulunur.
Eritrodermik Psoriasis: Daha nadir görülen bu türde belirgin bir pullanma bulunmaz. Tüm vücudun %80-90’ını kaplayabilen bir kızarıklık mevcuttur. Genellikle hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir.
Püstüler Psoriasis: İçi sarı iltihap dolu, toplu iğne başı büyüklüğünde kesecikler şeklinde görülür. Ateş, halsizlik yapabilir. Genellikle hastaneye yatırılarak tedavi edilir.
El-Ayak Psoriasisi: Sadece avuç içi ve ayak tabanları kısımlarında bulunur.
Tırnak Psoriasisi: Tırnakta çukurcuklar, kalınlaşma, tırnak yatağından ayrılma, renk değişiklikleri görülür. Genellikle mantar hastalığı ile karıştırılır.
Eklem Psoriasisi (Psoriatik Artrit): Eklemleri tutan sedef hastalığı türüdür. Eklemlerde şişlik, ağrı, ısı artışı ile başlar. Tedavi edilmezse kalıcı eklem şekil bozuklukları ve buna bağlı sakatlıklara neden olabilir.
SEDEF HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Sedef hastalığının tedavisinde birçok farklı tedavi yöntemi bulunur. Tedavi hastalığın tipi, vücuttaki yaygınlığı, hastanın ek hastalıkları gibi birçok etkene bağlı olarak planlanır. Bu süreçte hastanın istekleri de göz önüne alınarak ortak karar verilir. Sadece diz ve dirsek gibi sınırlı bölgelerde olan hastalık kremlerle tedavi edilebilir. Daha yaygın ve dirençli hastalıklar için haplar veya iğne tedavileri uygulanır. Sedef tedavisi son yıllarda oldukça çeşitlenmiş durumdadır. Biyolojik tedaviler 3. basamak hastanelerde, üniversitelerde ve eğitim araştırma hastanelerinde uygulanır. En doğru tedavi yöntemine karar verilmesi için, detaylı bir fiziksel muayene gerekir. Bu süreçte uzman doktor görüşleri büyük önem taşır.
Kalmanız gereken süre Doç. Dr. Ezgi ÖZKUR tarafından belirlenir.
Hayır, bulaşıcı değildir. Sedef hastalığı taşıyan biri başka bir kişinin sağlığını etkilemez.
Her yaşta görülmesi mümkündür. 15-35 yaş arası kişilerde daha sık görülür.
Hayır vermez. Sedef hastalığı iç organlarla ilgili bir hastalık değildir. Fakat obezite, şeker hastalığı, hipertansiyon, kollesterol gibi hastalıklara sahip kişilerde sedef hastalığı daha sık görülür.
Sedef hastalarının sağlıklı beslenmesi ve uyku düzenine sahip olması gerekir. Zararlı alışkanlıklardan uzak durulması ve spor yapılması tavsiye edilir. Stresten uzak bir yaşam sedef hastalığında önemlidir.