SAÇKIRAN NEDİR?
Saçkıran, daha önce kıl bulunan alanlarda, bir veya daha fazla, yaklaşık olarak bozuk para büyüklüğünde, yuvarlak, düzgün yüzeyli saç dökülmesi olarak bilinir. Çoğunlukla gençlerde ortaya çıkar. Saçkıran çıkan her 100 bireyden 70’i 40 yaşın altındadır. Saçkıran, kişinin saç şeklini ve dolayısıyla dış görünüşünü etkilediğinden önemli bir rahatsızlıktır. Saçkıran sebebi ile ortaya çıkan düzensiz saç şekilleri bireylerde özgüven eksikliğine neden olabilir.
Saçkıran, tıbbi adıyla "alopecia areata," saç ve vücut kıllarının aniden dökülmesine yol açan bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bu durum, saç köklerine saldıran bağışıklık hücreleri nedeniyle meydana gelir. Genellikle saçlı deride görülen saçkıran, sakal, kaş ve kirpik gibi diğer kıllı bölgelerde de etkili olabilir.
Saçkıran, bireylerin dış görünüşlerini etkileyerek psikolojik zorluklar yaşamalarına neden olabilir. Neyse ki, kurumumuzda bu rahatsızlığın tanı ve tedavi süreçleri titizlikle yürütülmekte ve hekimlerimiz tarafından kişiye özel tedavi planları oluşturulmaktadır.
Saçkıran, vücudun bağışıklık sisteminin yanlış bir tepki vermesi sonucu oluşur. Normalde bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı korur. Ancak saçkıran durumunda bağışıklık sistemi saç köklerine saldırır ve bu da saçların dökülmesine yol açar. Bu saldırı saç köklerine zarar vermez ancak saçların uzamasını engeller.
Saçkıran, genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu sonucu ortaya çıkabilir. Stres, enfeksiyonlar ve bazı hastalıklar, saçkıranın tetikleyicileri arasında yer alabilir. Hekimlerimiz, bu durumu etkileyen faktörleri değerlendirerek tedavi sürecini başlatır.
Saçkıran belirtileri içerisinde, saçlı deride ya da vücudun diğer bölgelerinde oluşan yuvarlak, küçük ve düzgün sınırlı kellik bölgeleridir. Bu bölgelerde genellikle herhangi bir yara ya da iltihaplanma görülmez, ancak bazen hafif kaşıntı ya da yanma hissi yaşanabilir.
Kellik bölgeleri genellikle tek bir alanda başlasa da birden fazla bölgede aynı anda ortaya çıkabilir. Saçkıran ilerledikçe, daha geniş alanlarda saç dökülmesi görülebilir ve bazı vakalarda saç dökülmesi tüm vücudu etkileyebilir. Hekimlerimiz, belirtileri değerlendirerek saçkıranın şiddetini belirler ve buna uygun tedavi seçeneklerini sunar.
Saçkıran, farklı şiddet ve yayılım düzeylerine göre sınıflandırılabilir. Bu noktada saçkıran çeşitlerini şöyle sıralamak mümkündür,
Her saçkıran çeşidi, farklı tedavi yaklaşımları gerektirir ve hekimlerimiz bu doğrultuda kişiye özel tedavi planları oluşturur.
Saçkıranın tanısı, genellikle fiziksel muayene ve tıbbi geçmişin incelenmesi ile konulur. Hekimlerimiz, saç dökülmesinin tipik özelliklerini gözlemleyerek saçkıran tanısını doğrular. Gerekli durumlarda, kafa derisinden alınan bir biyopsi ile saçkıran tanısı kesinleştirilebilir.
Ayrıca, hastanın bağışıklık sistemi ve diğer sağlık durumlarını değerlendirmek amacıyla kan testleri de yapılabilir. Bu süreçler, saç dökülmesinin altında yatan nedenleri belirlemek ve diğer olası rahatsızlıkları ekarte etmek için büyük önem taşır. Kurumumuzda, saçkıran tanısı modern tıbbi yöntemler ve ileri teknoloji cihazlarla gerçekleştirilir. Bu saye de kısa sürede en kolay şekilde saçkıran sorunu çözüme kavuşmaktadır.
Saçkıran tedavisinde amaç, bağışıklık sisteminin saç köklerine saldırısını durdurmak ve saçın yeniden uzamasını sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda kurumumuzda farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Saçkıran tedavisinde kullanılan yöntemler şöyledir,
Hekimlerimiz, saçkıranlı bölgelere kortikosteroid enjeksiyonları uygulayarak bağışıklık tepkisini baskılayabilir. Bu tedavi, özellikle küçük alanlarda etkili olabilir.
Saçkıran tedavisinde topikal ilaçlar da kullanılabilir. Saç derisine uygulanan bu ilaçlar, saçın yeniden büyümesini teşvik eder. Kortikosteroid kremleri ve minoksidil gibi ürünler bu kategoride yer alır.
Işık tedavisi (fototerapi), bağışıklık sisteminin düzenlenmesine yardımcı olabilir. Bu tedavi, hekimlerimizin kontrolünde belirli dalga boyundaki ışıkların uygulanmasıyla gerçekleştirilir.
İmmünoterapi, bağışıklık sistemini saç köklerine saldırmaktan vazgeçirmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi, genellikle dirençli saçkıran vakalarında uygulanır ve hastanın durumuna göre şekillendirilir.
Saçkıran, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal bir rahatsızlık da olabilir. Bu nedenle, hekimlerimiz hastalarımızın hem fiziksel hem de psikolojik olarak tedavi edilmelerini sağlamak adına destek hizmetleri sunar.
Her hastanın saçkıran durumu farklı olduğu için, hekimlerimiz saçkıran tedavisi sürecinde yöntem ve teknik belirlerken kişisel ihtiyaçlara göre en uygun çözümleri sunmaktadır. Saçkıran tedavi sürecinde, sabırlı olmak ve hekimlerimizin yönlendirmelerini titizlikle takip etmek önemlidir.
Saçkıran, tıp dünyasında alopesi areata olarak adlandırılan ve bağışıklık sisteminin saç foliküllerine saldırması sonucu saç dökülmesine yol açan bir durumdur. Bu hastalık, çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir; bazı bireylerde aniden bir veya birkaç saç teli dökülürken, bazılarında saçların geniş bölgelerinin kaybı söz konusu olabilir.
Saçkıranın en dikkat çekici özelliklerinden biri, kesinlikle bulaşıcı olmamasıdır. Yani, bu durumu yaşayan bir kişiyle yakın temasta bulunmak ya da onlarla aynı ortamda bulunmak, bu hastalığın başkalarına geçmesine neden olmaz.
Bulaşıcı olmayan bu durum, genellikle otoimmün bir hastalık olarak sınıflandırılır ve bu bağlamda bağışıklık sisteminin yanlış bir şekilde vücuda ait hücreleri hedef almasıyla gelişir. Araştırmalar, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve psikolojik stres gibi etkenlerin saçkıran gelişiminde rol oynadığını göstermektedir.
Özellikle stresin, hastalığın alevlenmesine veya başlangıcına katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla, saçkıran hastalığı olan bireylerle etkileşimde bulunmak, başkaları için bir risk teşkil etmez ve toplumsal bir kaygı yaratmamalıdır.
Saçkıran, her yaş grubunda görülebilen bir durumdur; ancak genellikle çocuklar ve genç yetişkinler arasında daha yaygın olarak rastlanır. Hem kadınlar hem de erkekler arasında eşit oranlarda ortaya çıkan bu hastalık, genetik yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülmektedir. Aile geçmişinde saçkıran veya diğer otoimmün hastalıkları bulunan kişilerde bu durumun gelişme riski artar.
Stres, hormonal değişiklikler ve bazı sağlık sorunları, saçkıranın ortaya çıkışında etkili faktörlerdendir. Örneğin, tiroid hastalıkları, vitiligo gibi diğer otoimmün hastalıkları olan bireylerde saçkıran gelişme olasılığı daha yüksektir. Bu durum, bağışıklık sisteminin işleyişinin karmaşık yapısından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, psikolojik stresin etkisi, birçok bireyde hastalığın seyrini etkileyebilir; stresli dönemlerde saç dökülmesi sıklıkla artış göstermektedir.
SAÇKIRAN NEDEN ORTAYA ÇIKAR?
Saçkıran kişinin kendi bağışıklık sistemi ile ilişkili bir hastalıktır. Henüz çözülemeyen bir sebeple bağışıklık sistemi, kendi hücrelerini yabancı olarak algılayarak zarar vermeye başlar. Saçkıran hastalığında da vücut kendi kıl hücrelerine saldırır. Böylece saçın büyümesini durdurarak, saçın kökünden ayrılmasına neden olur. Bu durum bölgede ki saçların ortadan kalkması ve saç görünümünün zarar görmesine neden olur.
SAÇKIRAN BAŞKA BİR HASTALIĞIN HABERİCİSİ MİDİR?
Saçkıran sorunu yaşayanlar aslında sağlıklı kişilerdir. Saçkıranlar gelmekte olan bir hastalığın habercisi değildir. Fakat saçkıran sorunu yaşayan kişilerin bazı hastalıklara karşı zayıf olduğu bilinir. Tiroit hastalıkları, kolajen doku hastalıkları ve vitiligo gibi hastalıklar bağışıklıklarının zayıf kalabileceği hastalıklar arasında yer alır.
SAÇKIRAN TEŞHİSİ NASIL KONULUR?
Saçkırana sadece bakarak tanı koyulabilir. Eğer saç dökülmesi olan alan genişliyorsa birkaç saç çekilerek bu saçlara mikroskop altında bakılır. Nadiren bu hastalığı doğrulamak için deri biyopsisi yapılabilir. Bu işlemde derinizden küçük bir parça alınır ve mikroskop altında incelenir. Kan tahlilleri doktor gerek görürse isteyebilir. Eğer doktor, hastalığın diğer bağışıklık sistemiyle alakalı hastalıklarla ilişkili olabileceğini düşünürse kan tetkiki isteyebilir.
SAÇKIRAN TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Saçkıran tedavisi uzmanlar tarafından planlanması gereken bir süreçtir. Bu süreçte ilk öncelik saçkıranın ilerlemesini ve belirtilerini tamamen durdurmaktır. Hafif derece saçkıranlarda bazen tedaviye gerek duymadan saçlar tekrar kendiliğinden çıkabilir. Saçkıran tedavisinde kullanılan pek çok farklı ilaç vardır. Kortikosteroidler, minoksidil, antralin, difensipron gibi ilaçlar saçkıran tedavisinde kullanılır.
SAÇKIRAN İÇİN GÜNLÜK HAYATTA YAPILABİLECEK ÖNERİLER
Saçkıran hastalığının başka bir sağlık probleminin belirtisi olmadığı, günlük fonksiyonları etkilemediği göz önünde bulundurulmalıdır. Saçların dökülmesiyle üzülmek, depresyona girmek, içe kapanma gibi durumlar meydana gelebilir. Özgüven eksikliği yaşanabilir. Bu olumsuzluklara kapılmak yerine bu durumlarla mücadele etmek gerekir. Eğer saç dökülmesi utanç hissettiriyorsa, çıplak alanı saklamak için uygun saç stiliyle kapatılabilir. Örneğin; peruk, şapka veya eşarp kullanılabilir. Bazı kişiler saçlarını tamamen tıraş etmeyi tercih eder. Bu yöntemlerin hiçbiri saçların yeniden çıkmasını engelleyemez. Bu süreç zarfında gerekirse psikolojik yardım alınmalıdır.
Kalmanız gereken süre Doç. Dr. Ezgi ÖZKUR tarafından belirlenir.
Saçkıran bulaşıcı bir hastalık değildir.
Saçkıranın kendi kendine iyileşme ihtimali vardır. Fakat bir uzmandan yardım almak her zaman daha etkili olur.
Doğru zamanda tanı koyulup tedavi edilirse tekrar saç çıkabilir. Saç kökleri kalıcı zarar görmediği takdirde tekrar saç çıkma ihtimali mümkündür.
Yoğun stres ve depresyon gibi durumlar saçkıranı tetikleyebilir.